- karşıki
- 1. the one opposite. 2. opposite, the opposite, facing.
Saja Türkçe - İngilizce Sözlük. 2010.
Saja Türkçe - İngilizce Sözlük. 2010.
Mahsun Kırmızıgül — Born April 1, 1969 (1969 04 01) (age 42) Diyarbakır, Turkey Origin Kurdish Zaza Occupations Singer songwriter, record producer, film producer, ac … Wikipedia
Asik Veysel — Aşık Veysel Şatıroğlu, meist nur Aşık Veysel mit bürgerlichem Namen Veysel Şatıroğlu (* 25. Oktober 1894 in Sivrialan Köy in Şarkışla; † 21. März 1973 ebenda) war einer der berühmtesten und prägendsten alevitisch türkischen Bağlama Spieler,… … Deutsch Wikipedia
Aşık Veysel — Şatıroğlu, meist nur Aşık Veysel mit bürgerlichem Namen Veysel Şatıroğlu (* 25. Oktober 1894 im Dorf Sivrialan in Şarkışla; † 21. März 1973 ebenda) war einer der berühmtesten und prägendsten alevitisch türkischen Bağlama Spieler, Sänger und… … Deutsch Wikipedia
Aşık Veysel Şatıroğlu — Aşık Veysel Şatıroğlu, meist nur Aşık Veysel mit bürgerlichem Namen Veysel Şatıroğlu (* 25. Oktober 1894 in Sivrialan Köy in Şarkışla; † 21. März 1973 ebenda) war einer der berühmtesten und prägendsten alevitisch türkischen Bağlama Spieler,… … Deutsch Wikipedia
Gegen die Wand — Filmdaten Originaltitel Gegen die Wand Produktionsland Deutschland, Türkei … Deutsch Wikipedia
beleşten — zf. Emek vermeden, karşılıksız Para olduğu vakit karşıki İsmail in kahvesine gidersin, olmadığı vakit buraya gelir, kahveyi hep beleşten içersin. H. R. Gürpınar … Çağatay Osmanlı Sözlük
çıkarmak — den 1) Birinin veya bir şeyin çıkmasını sağlamak, çıkmasına sebep olmak Cebinden maroken kaplı bir defter çıkardı. Ö. Seyfettin 2) i Sonunu getirmek Bu para ile ayı çıkarırız. 3) i Anlamak, ne olduğunu bilmek, sezmek 4) i Bulmak, ortaya koymak… … Çağatay Osmanlı Sözlük
dam — 1. is., Fr. dame 1) Dansta kavalyenin eşi Erkeklerin kimi damlarının elinden, kimi kolundan, kimi de hafifçe omzundan tutmuş, geliyorlardı. Ç. Altan 2) İskambil kâğıtlarında kız 2. is. 1) Yapıları dış etkilerden korumak amacıyla üzerlerine… … Çağatay Osmanlı Sözlük
doğrultmak — i 1) Doğrulmasını sağlamak, doğru duruma getirmek Aralarında bellerini doğrultamayacak kadar yaşlıları da vardı. T. Buğra 2) Düzeltmek Yanlışları doğrultmak. 3) Yöneltmek 4) hlk. Yön bulmak Karşıki tepeye bakarak yolu doğrultup geldim. 5) hlk.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
karşı — is. 1) Bir şeyin, bir yerin, bir kimsenin, esas tutulan yüzünün ilerisi Karşımdaki kitap rafında eserlerim sırayla duruyor. H. E. Adıvar 2) Yol, deniz, ırmak vb.nin öbür kıyısı veya yanı Karşıki kıyıda yün denkleri çıkaran gemiye haykırdık,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kıyı — is. 1) Kara ile suyun birleştiği yer Kandilli akıntısını geçiyoruz. İşte Küçüksu kasrı, kıyıda bembeyaz gülüyor. Y. Z. Ortaç 2) Kenar, uç Su kıyısında yıkanan güvercinler gibi silkindi. N. Cumalı 3) den. Sahil Karşıki kıyıda yün denkleri çıkaran… … Çağatay Osmanlı Sözlük